Apple’ın Çalınan iPhone’ları, Los Angeles Yağması Sonrası Devre Dışı Bırakıldı

California, Kır ve Kaç Yağmalarına Karşı Cezaları Artırıyor

Metin Bedir

Geçtiğimiz hafta Los Angeles şehir merkezinde federal göçmenlik uygulamalarına karşı düzenlenen protestolar, şehrin birçok bölgesinde yağmalamaya dönüştü. Apple, T-Mobile ve Adidas gibi büyük markaların mağazaları, kırılan vitrinler ve çalınan ürünlerle ağır maddi zarara uğradı. Ancak Apple’ın amiral gemisi mağazasından iPhone çalanlar, bu soygunun keyfini uzun süre çıkaramadı; bunun yerine yüksek teknolojiyle karşılaştılar.

Apple mağazaları, gelişmiş hırsızlık karşıtı teknolojilerle donatılmış durumda. Bu sistemler, teşhir cihazlarının mağaza dışına çıkarılması durumunda anında etkisiz hale gelmesini sağlıyor. iPhone’lar, mağazanın Wi-Fi ağı dışına çıktığı anda yakınlık yazılımı ve uzaktan etkinleştirilen bir kill switch sayesinde devre dışı bırakılıyor.

Hırsızlar, işlevsel bir akıllı telefon yerine ekranlarında şu net mesajla karşılaştı:

“Lütfen cihazı Apple Tower Theatre mağazasına geri getirin. Bu cihaz devre dışı bırakıldı ve takip ediliyor. Yerel yetkililere haber verilecektir.”

Aynı anda telefon bir alarm sesi çıkarıyor ve bu uyarı mesajını flaş şeklinde gösteriyor. Bu da cihazın satılmasını veya başka bir yerde etkinleştirilmesini imkânsız hale getiriyor.

Aslında bu sistem yeni değil. 2020 yılında yaşanan ülke genelindeki karışıklıklar sırasında da benzer olaylar yaşanmış, Apple’ın güvenlik önlemleri sayesinde çalınan cihazlar adeta pahalı kâğıt ağırlıkları haline gelmişti.

Bu teknoloji, konum takibi ve ağ izleme sistemlerinin birleşimiyle çalışıyor. Bir cihaz, mağazanın güvenli ağ ortamından ayrıldığı anda uzaktan kilitleniyor, konumu izleniyor ve emniyet güçlerine bildiriliyor.

Çevrim içi yayılan videolarda, çalınan iPhone’ların yüksek sesle alarm verdiği ve ekranlarında takip mesajlarının gösterildiği görülüyor. Bu sayede cihazlar hem dikkat çekici hale geliyor hem de karaborsada değersiz kalıyor.

Los Angeles Polis Departmanı’na göre Apple mağazasındaki hırsızlıkla bağlantılı olarak en az üç kişi tutuklandı. Bu kişilerden biri olay yerinde yakalanırken, diğer ikisi yağmalama suçundan gözaltına alındı.

Bu baskınlar, California’nın perakende suçlara yönelik yaklaşımında yaşanan büyük bir değişimi temsil ediyor. Artan hırsızlık olaylarına yönelik halk tepkisi üzerine, eyalet ve yerel yöneticiler daha önceki hoşgörülü politikaları terk etti. Proposition 36 isimli yasa sayesinde savcılar artık tekrar eden suçlulara, çalınan malın değeri ne olursa olsun, ağır ceza davası açabiliyor. Ayrıca, örgütlü grup hırsızlıklarında daha sert cezalar uygulanabiliyor.

Bu yeni önlemler kapsamında, yağma suçundan yakalanan kişiler artık önemli sürelerle hapis cezası ile karşı karşıya kalabiliyor. Bu, önceki yasalarda sıkça uygulanan hafif suç tanımlamalarından ciddi bir ayrılışı temsil ediyor.

Güney California’daki savcılar, özellikle olağanüstü hâl durumlarında işlenen suçlar için daha da sert cezaların uygulanmasını talep ediyor. Öneriler arasında, yağmayı ağır suç kapsamına almak, hapis cezalarını artırmak ve şüphelilerin yargı denetimi olmadan serbest bırakılmamasını sağlamak gibi maddeler yer alıyor. Yetkililerin nihai hedefi, ister protestolar sırasında ister doğal afetler esnasında olsun, bu tür kriz anlarını suistimal eden fırsatçı suçluları caydırmak.

Benzer Yazılar

Takip et:
Merhaba! Ben Metin Bedir, teknoloji, yapay zeka ve dijital trendler üzerine içerikler üreten bir yazarım. Dijital dünyanın hızla değişen dinamiklerini yakından takip ederek, sizlere bilgilendirici ve ilham verici içerikler sunmaya devam ediyorum. 🚀
Yorum yapılmamış