Tyga’nın hit parçası “Taste”, yayımlandığı günden bu yana müzik listelerini alt üst etti. Akılda kalıcı beat’i ve özgüven yüklü sözleriyle dikkat çeken bu şarkı, özellikle sosyal medya kullanıcılarının ve genç dinleyicilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Şarkının Türkçe çevirisini merak edenler için bu içerik oldukça faydalı olacak.
“Taste”, kelime anlamıyla “tat” demek olsa da, şarkıda daha çok zevk, beğeni ve çekicilik anlamlarıyla öne çıkıyor. Tyga ve Offset’in birlikte seslendirdiği parçada, özgür yaşam tarzı, lüks hayat ve sosyal etki temaları sıkça işleniyor.
Tyga – Taste ft. Offset (Şarkı Sözü Çevirisi)
Bu tablo, Tyga’nın “Taste” adlı şarkısının İngilizce orijinal sözlerini ve anlam bütünlüğü korunarak yapılmış Türkçe çevirisini yan yana sunar. Her satır, hem dil bilgisi kurallarına uygun hem de kültürel bağlamı dikkate alarak çevrilmiştir. Argo ifadeler yumuşatılarak ya da anlamına uygun biçimde aktarılmıştır. Tablonun amacı, şarkı sözlerinin anlamını iki dilde karşılaştırmalı olarak kolayca anlaşılır şekilde göstermektir.
İngilizce Şarkı Sözleri (Orijinal) | Türkçe Çevirisi (Anlam Odaklı) |
---|---|
[Intro: Tyga] | [Giriş: Tyga] |
D.A. | D.A. |
Hah | Hah |
[Verse 1: Tyga] | [Bölüm 1: Tyga] |
Slide on it pimp game with my pinky ring | Serçe parmak yüzüğümle pezevenk havasıyla süzülürüm |
Lotta gang, lotta bitches, and a icy chain | Bir sürü çete, bir sürü hatun ve buz gibi bir zincir |
Why you claim that you rich? That’s a false claim | Neden zengin olduğunu iddia ediyorsun? Bu asılsız bir iddia |
I be straight to the whip, no baggage claim | Ben direkt arabaya geçerim, bagajla uğraşmam |
Whole lotta styles, can’t even pronounce the name | Bir sürü tarz var, adını bile telaffuz edemezsin |
You ain’t got no style, see you on my Instagram | Senin tarzın yok, seni Instagram’ımda görüyorum |
I be rockin’ it like it’s fresh out the pan | Tavadan yeni çıkmış gibi ateşli giyiniyorum |
Only when I’m takin’ pics, I’m the middleman | Sadece fotoğraf çekerken ortadaki adam olurum |
Walk, talk it like a boss, I just lift a hand | Bir patron gibi yürür, konuşurum, sadece elimi kaldırmam yeter |
Three million cash, call me Rain Man | Üç milyon nakit, bana Yağmur Adam de |
Money like a shower, that’s my rain dance | Para duş gibi, bu benim yağmur dansım |
And we all in black, like it’s Gangland | Ve hepimiz siyahtayız, sanki Çeteler Bölgesi’ndeymişiz gibi |
Say the wrong words, you be hangman | Yanlış kelimeleri söyle, adam asmaca olursun |
Watch me stick to your bitch like a spray tan | Kaltakına bir sprey bronzlaştırıcı gibi yapışmamı izle |
Aw, Mr. What-Kind-of-Car-He-In? | Ah, Bay “Acaba-Ne-Tür-Bir-Arabası-Var?” |
And the city love my name, nigga, I ain’t gotta say it | Ve bu şehir adımı seviyor, zenci, söylememe gerek bile yok |
[Chorus: Tyga] | [Nakarat: Tyga] |
(Taste, taste), she can get a taste | (Tat, tat), tadına bakabilir |
(Taste, taste), she can get a taste | (Tat, tat), tadına bakabilir |
(Taste, taste), fuck what a nigga say | (Tat, tat), milletin ne dediği sikimde değil |
It’s all the same like Mary-Kate | Her şey aynı, tıpkı Mary-Kate gibi |
(Taste, taste), she can get a taste | (Tat, tat), tadına bakabilir |
(Taste, taste), let you get a taste | (Tat, tat), tadına bakmana izin vereyim |
(Taste, taste), do you love the taste? | (Tat, tat), tadını sevdin mi? |
Yeah, that’s cool, but he ain’t like me | Evet, bu havalı, ama o benim gibi değil |
[Verse 2: Tyga] | [Bölüm 2: Tyga] |
Lotta girls like me, niggas wanna fight me | Bir sürü kız benden hoşlanır, zenciler benle kavga etmek ister |
Nigga, get your ass checked like a fuckin’ Nike | Zenci, o kıçına bir ayar çektir, lanet bir Nike gibi |
Me not icy, that’s unlikely | Benim havalı (buzlu) olmamam, bu pek olası değil |
And she gon’ suck me like a fuckin’ Hi-C | Ve beni lanet bir Hi-C (meyve suyu) gibi emecek |
Aw, chains on the neck for the whole team | Ah, bütün ekip için boyunda zincirler |
And I feel like Gucci with the ice cream | Ve kendimi dondurmalı Gucci gibi hissediyorum |
And my bitch want the Fenty, not the Maybelline | Ve hatunum Maybelline değil, Fenty ister |
I’m the black JB, the way these bitches scream | Ben siyahi Justin Bieber’ım, bu sürtüklerin çığlık atışına bakılırsa |
Make these bitches scream | Bu sürtükleri çığlık attırırım |
Ah, pretty little thing | Ah, tatlı küçük şey |
Like my nigga A.E. | Zenci dostum A.E. gibi |
Say, “Yadadadamean” | Der ki, “Ne demek istediğimi anlıyor musun” |
[Chorus: Tyga & Offset] | [Nakarat: Tyga & Offset] |
(Taste, taste), she can get a taste | (Tat, tat), tadına bakabilir |
(Taste, taste), she can get a taste | (Tat, tat), tadına bakabilir |
(Taste, taste), fuck what a nigga say | (Tat, tat), milletin ne dediği sikimde değil |
It’s all the same like Mary-Kate | Her şey aynı, tıpkı Mary-Kate gibi |
(Taste, taste), she can get a taste | (Tat, tat), tadına bakabilir |
(Taste, taste), let you get a taste | (Tat, tat), tadına bakmana izin vereyim |
(Yes, yes), do you love the taste? | (Evet, evet), tadını sevdin mi? |
Yeah, that’s cool (Offset) | Evet, bu havalı (Offset) |
[Verse 3: Offset] | [Bölüm 3: Offset] |
Yeah, I’ma put the drip on the plate, yeah (Drip, drip) | Evet, bu tarzı/havayı tabağa koyacağım, evet (Tarz, tarz) |
Diamond ice glacier, niggas imitate (Ice, ice) | Elmas buzdan buzul, zenciler taklit eder (Buz, buz) |
Ayy, ayy, feed me grapes, Maybach with the drake (Grapes) | Ayy, ayy, bana üzüm yedirin, içinde Draco (silah) olan bir Maybach |
Slow pace in the Wraith, got this shit from bae (Skrrt) | Wraith’in içinde yavaş tempo, bunu bebeyimden aldım (Skrrt) |
Diamonds up to par (Par), the cookie hittin’ hard (Hard) | Elmaslar standartların üstünde (Üstünde), ot fena kafa yapıyor (Sert) |
The ‘Rari sit in park (Park), on Addy on Mars (Mars) | Ferrari park halinde (Park), Adderall (uyarıcı) ile Mars’tayım (Mars) |
Shotgun shells, we gon’ always hit the target (Blah) | Pompalı fişekleri, hedefi her zaman vururuz (Blah) |
Popcorn, big shell poppin’ out the cartridge (Pop it) | Patlamış mısır, şarjörden çıkan büyük mermi kovanı (Patlat) |
3400 Nawfside, Charles Barkley (Nawf) | 3400 Kuzey Yakası, Charles Barkley (Kuzey) |
4-8-8, Ferrari (Skrrt) | 4-8-8, Ferrari (Skrrt) |
Make her get on top of me and ride me like a Harley (Ride) | Üzerime çıkıp beni bir Harley gibi sürmesini sağlarım (Sür) |
She wanna keep me company and never wan’ depart me, depart me (No) | Bana eşlik etmek ve asla benden ayrılmak istemiyor, istemiyor (Hayır) |
Yeah, fishtail in the parking lot (Skrrt, skrrt) | Evet, otoparkta arabayla makas atıyorum (Skrrt, skrrt) |
I don’t kick it with these niggas ’cause they talk about ya (Yeah) | Bu zencilerle takılmam çünkü senin hakkında konuşurlar (Evet) |
Yeah, and I got the fire, don’t make me spark it out ya (Fire) | Evet, ve bende ateş (silah) var, onu üzerinde ateşlememe sebep olma (Ateş) |
Yeah, keep it in my back pocket like it’s a wallet (Who?) | Evet, onu arka cebimde bir cüzdan gibi tutarım (Kim?) |
Like the way she suck it, suck it like a Jolly (Woah) | Onu emme şekli hoşuma gidiyor, bir Jolly Rancher (şeker) gibi emiyor (Woah) |
Stack it up and put it with the whole project (Racks) | Parayı biriktirip tüm projeyle bir araya koy (Desteler) |
And she got that Patek on water moccasin (Patek) | Ve o Patek’i (saat) su mokaseni (yılan derisi ayakkabı) üzerinde (Patek) |
I’m rich in real life, I get that profit, copy (Hey) | Gerçek hayatta zenginim, o kârı elde ederim, anladın mı (Hey) |
[Outro: Tyga] | [Çıkış: Tyga] |
(Taste, taste), LA, you can get a taste | (Tat, tat), LA, tadına bakabilirsin |
(Taste, taste), Miami, you can get a taste | (Tat, tat), Miami, tadına bakabilirsin |
(Taste, taste), Oakland, you can get a taste | (Tat, tat), Oakland, tadına bakabilirsin |
(Taste, taste), New York, do you love the taste? | (Tat, tat), New York, tadını seviyor musun? |
(Taste, taste), Chi-Town, you can get a taste | (Tat, tat), Chicago, tadına bakabilirsin |
(Taste, taste), Houston, you can get a taste | (Tat, tat), Houston, tadına bakabilirsin |
(Taste, taste), ayy, Portland, you can get a taste | (Tat, tat), ayy, Portland, tadına bakabilirsin |
(Taste, taste), overseas, let them bitches taste | (Tat, tat), denizaşırı, bırak o sürtükler de tatsın |
(Taste, taste), worldwide, they gon’ get a taste | (Tat, tat), dünya çapında, tadına bakacaklar |
Neden Bu Kadar Sevildi?
- Ritmik yapısı kulakta kalıcı bir iz bırakıyor.
- Sözlerindeki özgüven, dinleyiciye enerji veriyor.
- TikTok ve Instagram Reels gibi platformlarda sıkça kullanılıyor.
- Offset’in katkısı, parçaya ekstra dinamizm katıyor.
Eğer sen de Tyga’nın tarzını seviyor ve “Taste” parçasının arkasındaki anlamları merak ediyorsan, şarkının Türkçe çevirisine göz atmak seni daha da içine çekecektir.
🎧 Dinlemeye ve sözlerin anlamını keşfetmeye hazır mısın?