R&B müziğin genç yıldızı Chris Brown, 2005 yılında çıkış yaptığı şarkısı “Run It” ile büyük bir yankı uyandırdı. Şarkının prodüktör koltuğunda dönemin ünlü isimlerinden Scott Storch, vokallerde ise Chris Brown’a Juelz Santana eşlik ediyor. Parça, enerjik ritmi, dans temposu ve iddialı sözleriyle kısa sürede listelerin üst sıralarına yükseldi. Peki, “chris brown run it türkçe çeviri şarkı sözleri” incelendiğinde dinleyiciye nasıl bir mesaj veriyor?
İngilizce Sözler | Türkçe Çeviri |
---|---|
Okay, check it, check it, check it out / It’s Santana again steppin’ out | Tamam, dinle, dinle, dinle / Bu yine Santana, sahneye çıkıyor |
One of the brand-new big-boy toys / I do big-boy things, I make big-boy noise | Yepyeni büyük oyuncaklardan biri / Büyük işler yaparım, büyük ses getiririm |
I know what girls want, I know what they like / They wanna stay up and party all night | Kızların ne istediğini biliyorum, nelerden hoşlandıklarını da / Onlar sabaha kadar eğlenmek istiyorlar |
Let me talk to you, tell you how it is / I was thinking when I saw that body | Seninle konuşayım, nasıl olduğunu anlatayım / O vücudu gördüğümde düşündüm |
Gotta get shawty, tell her what the young boy gon’ do | O kızı bulmam lazım, genç çocuğun ne yapacağını söylemem gerek |
Damn, them chicks with you gotta be your kin | Vay, yanındaki kızlar akraban olmalı |
Babe, pretty thick with the kick that’s sick | Bebeğim, güzel ve etkileyici bir havası var |
That need to be hit, so tell me what y’all gon’ do | Bu ritme ayak uydurmalı, o yüzden bana ne yapacağınızı söyle |
I got friends and you got friends / They hop out, and you hop in | Benim arkadaşlarım var, senin de arkadaşların var / Onlar çıkar, sen girersin |
I look fly and they jocking / The way you drop makes me wanna pop | Havalı görünüyorum ve onlar etkileniyor / Senin dans edişin beni harekete geçiriyor |
Is ya man on the floor? / If he ain’t, lemme know | Adamın burada mı? / Eğer değilse, bana haber ver |
Let me see if you can run it, run it / Girl, indeed I can run it, run it | Bakalım bu tempoya ayak uydurabiliyor musun? / Kızım, elbette ben bu tempoyu sürdürebilirim |
You’ll see, girl, I can set you off / Don’t believe my age is gonna slow us down | Göreceksin kızım, seni harekete geçirebilirim / Yaşımın bizi yavaşlatacağına inanma |
I can definitely show you things / To have you saying I can’t be sixteen | Sana kesinlikle şeyler gösterebilirim / “On altı olamaz” dedirtecek şeyler |
Once I get in you won’t let go | Bir kere başladım mı, bırakmak istemezsin |
I’ll have the girls wishing they were you | Kızlar senin yerinde olmayı dileyecek |
I know you heard about me / But guess what’s going down if we leave | Hakkımda duydukların var / Ama çıkarsak neler olacağını tahmin et |
Girl, you feel right, make me feel like / I wanna do a little something | Kızım, bana iyi hissettiriyorsun / Küçük bir şeyler yapmak istiyorum |
Ain’t no thing ‘less you do it for sure | Sen gerçekten yapmazsan bunun anlamı yok |
Girl, the way that you’re wearing them jeans is turning me on | Kızım, o kotları giyişin beni etkiliyor |
I’m the hottest thing that’s in these streets / So, baby, won’t you rock me? | Bu sokaklardaki en ateşli şeyim / O yüzden bebeğim, bana eşlik etmez misin? |
Make it drop, honey, make it pop, honey / Whip whop, tick-tock to the clock for me | İndir bebeğim, patlat bebeğim / Zamanla hareket et benim için |
Don’t stop doing that / Shawty know I mean what I say | Durma, bunu yapmaya devam et / Kız biliyor, söylediğim şeyleri ciddiyim |
If you can dance, you can bump / Well, dance time is us, let’s go | Eğer dans edebiliyorsan, uyum sağlayabilirsin / Şimdi dans zamanı, hadi gidelim |
We can get it in, we can get some friends / Do it like the Ying Yang twins, start whispering | Eğlenebiliriz, arkadaşlarımızı da alabiliriz / Ying Yang Twins gibi yapabiliriz, fısıldamaya başlayabiliriz |
Wait ’til you see my ayy! / Wait ’til you see my ayy! | Bekle, “ayy”imi görene kadar! / Bekle, “ayy”imi görene kadar! |
We can do it all night long / ‘Til the clock hit morning, ya dig? | Bunu bütün gece yapabiliriz / Ta ki sabah olana kadar, anladın mı? |
Şarkının Genel Teması
“Run It”, eğlence dolu bir geceyi, gençlik coşkusunu ve flört atmosferini yansıtan bir parça. Chris Brown, şarkıda dans pistinde gördüğü kadına hitap ediyor, onu etkilemeye çalışıyor ve sahnedeki özgüvenini ön plana çıkarıyor. Özellikle nakarat kısmındaki “Let me see if you can run it, run it” ifadesi, karşısındaki kişinin bu enerjiye ayak uydurup uyduramayacağını sorgulayan eğlenceli bir meydan okuma.
Şarkının sözleri Türkçe’ye çevrildiğinde oldukça genç, enerjik ve cesur bir anlatım karşımıza çıkıyor. İşte öne çıkan kısımlardan bazıları:
- “Is ya man on the floor? If he ain’t, lemme know”
→ “Adamın burada mı? Eğer değilse, bana haber ver.” - “Let me see if you can run it, run it”
→ “Bakalım bu tempoya ayak uydurabiliyor musun?” - “Girl, indeed I can run it, run it”
→ “Kızım, elbette ben bu tempoyu sürdürebilirim.”
Bu çeviri bize şarkının asıl ruhunu veriyor: özgüven, meydan okuma ve eğlence.
Şarkının Kültürel Etkisi
2000’li yılların ortasında R&B ve hip-hop müziği dünya listelerini domine ederken, Chris Brown’ın bu şarkısı genç kitle üzerinde büyük etki yarattı. Dans odaklı sözleri ve hareketli altyapısı ile özellikle kulüplerin vazgeçilmezi oldu. Ayrıca Chris Brown’un sahne performansı ve dans yeteneği, şarkının popülerliğini artıran en önemli unsurlardan biriydi.
Dinleyiciye Mesajı
“chris brown run it türkçe çeviri şarkı sözleri” incelendiğinde, dinleyicinin eğlenceli bir dünyaya davet edildiği açıkça görülüyor. Şarkı, günlük hayatın stresinden uzaklaşıp dans pistinde özgürleşmeyi, eğlencenin tadını çıkarmayı teşvik ediyor. Chris Brown’un genç yaşına rağmen hissettirdiği olgunluk ve özgüven, sözlere net şekilde yansıyor.
Sonuç olarak, Chris Brown – Run It, sadece bir çıkış şarkısı olmanın ötesinde, sanatçının kariyerinde dönüm noktası olmuş bir eser. Hem müzikal altyapısı hem de sözlerinin Türkçe çevirisi, şarkının enerjisini net şekilde yansıtıyor.